top of page
  • Writer's pictureDeniz Mistepe

Ergenekon Ülkesinde Satranç


Renkler canlılığını yitirirken, gölgeler beliriyordu camdan kulelerin etrafında.

Grinin her geçen dakika koyulaşan tonları, yaklaşan karanlığın habercisiydi sanki.

Beyaz Vezir’in gözleri, kaybolan renkleri arıyordu uzayan gölgelerin karanlıklarında.

Renksiz oyunun mermer karoları üzerinde esen soğuk rüzgar, güneşin bir yerlerde battığını haber veriyordu belki de.

Ve kuralların olmadığı bir mücadelenin olacağı, Siyah’ın ilk hamleyi yapması ile açığa çıkıyordu…

Siyah: Eğitim sistemi üzerine yaptı hamlesini. Bilmekten ve sorgulamaktan uzak bir nesilden daha değerli ne olabilirdi onun için?

Gökyüzünde beliren bulutlar, karanlık beyinler, yükselen çığlıklar sardı etrafı…

Beyaz: Kuralsız oyunlara alışmıştı bin yıllardır. İnancı sahip olduğu en büyük kuraldı onun için. Bir genç dedi. Kâinata meydan okuyabilecek bir genç. Biliyordu ki, karanlığı aydınlatmanın tek yolu, elleri ayakları bağlanmış genç nesli karanlığın zincirlerinden kurtarmaktı. İlk hamlesini adanmış bir gönüllü kazanmak üzerine oynadı.

Karanlık bulutlara rağmen, ufukta parlayan yıldızı görebiliyordu.

Siyah: Bilgiden yoksun bırakılmış, fakat bildiğine inandırılmış aciz beyinlerin, okumayanların, üretmeyenlerin, sorgulamayanların, kullanılabilirlerin istihdamı oldu ikinci hamlesi. Sistemi işleyemez hale getirmek ve istediği zaman müdahale etmek istedi oyuna.

Anlamsız gürültüler çoğalıyor, gök gürültüsü bütün şiddetiyle oyuncuların üzerinde yankılanıyordu.

Beyaz: Beraber yola çıktığı inanmış gönüller ile eğitim üzerine oynadı. İki hamle geriden gelmesi önemli değildi. Zamanın onu haklı çıkaracağına bütün kalbiyle inanıyordu.

Yağmur yağmaya başlamıştı soğuk mermerin üzerine. Yağmur ümit demekti onun için.

Siyah: Eğitim sisteminin ürettiği kuklaları kritik noktalara yerleştirerek başlatmıştı sistemsizleştirmeyi. Aynı yıkımın üst kademelere sıçramasını sağlayarak devam etti oyuna. Kuralsız oynadığının anlaşılmasını istemiyordu. Farkına varıldığında bütün sistemi kilitleyebilmeliydi.

Yağmur suları süzülüyordu siyah pardösüsünün üzerinden. Karanlığın içinde iyice görünmez olmuştu.

Beyaz: İnandıkları değer uğrunda ilerlemek için bütün riskleri göze almış bir takıma sahipti artık. Çok geride kalmıştı oyun stratejisi ile düşündüğünde. Fakat gerçeğe ait olan stratejiler ve içgüdüleri, gülümsemesi için yeterliydi. Önden giden gönüllüler ile eğitim sistemini güçlendirmek üzerine hamle yaptı. Siyah'ın ezici hamleleri, Beyaz'ın genç nesillerini yollarından çevirememeliydi.

Çamurlu sular sızıyordu alanın her bir yanına. Oyunu terk etmek neredeyse imkânsızlaşmıştı her iki oyuncu içinde.

Siyah: Önceki hamlelerinde çalışmaz hale getirdiği sistemini, en güçlü noktaya taşımak için yaptı hamlesini. Kritik gördüğü bütün alanların kontrolü eline geçmişti. Ondan habersiz hiç bir şey olmuyordu alanda. Beyazlar'ın hareket kabiliyetini sınırlamak için, bütün kuklalarını seferber etti.

Yükselen sular mermer karoların görünmesine engel oluyordu. Paçalarına kadar çamurun içerisindeydi oyuncular.

Beyaz: Mermerin bütün önemli kareleri tutulmuştu Siyah’lar tarafından. Bir şekilde kendine alan oluşturmalıydı. Eğitimli gönüllüler ile Siyah’ların ele geçirdiği kuleleri geri alabilmek adına, en genç olanları karanlığın kalelerine yaklaştırdı. O kalelerin içerisinde, inandıkları stratejiyi anlayabilecek gençler olduğuna emindi.

Çamurlu sular beyaz pardösülerine bulaşmıştı. Kirli suların akıntısına kapılmamak için daha sağlam ayakta durmaları gerekiyordu.

Siyah: Hamle olarak ileride olmasının sarhoşluğuna kapıldı. Güç hala elindeydi ama destekleyici alt katlara, yok ettiği eğitim sistemi tarafından gerekli kaynağı sağlayamıyordu. Paniklemeye başladı. Dikkate almadığı beyaz piyonlar, kalelerin etrafını sarmıştı artık.

Yağmur şiddetini yitirmiş, sular yavaş yavaş çekilmeye başlamıştı. Arta kalan pislikten Beyaz oyuncuları ve karoları görmek çok zordu alanda.

Beyaz: Kimsenin beklemediği bir önceki hamlesi, Siyah’ın mağrur kalelerinde sarsıntıya sebep oldu. Çok az riske girerek karanlıkta göremeyen gözlerin tekrar açılmasını sağlamıştı. Ve etrafını sardığı karanlık kalelerin aydınlanması için yeni hamlesini yaptı. Kendini anlayan karanlığın gençleri, yukarılarda sarsıntılara sebep oluyordu artık. Sorgulamaya başladılar ve bilmeye…

Ufukta yıldız parlamaya devam ediyordu. Ayağı takılan her oyuncu, kafasını kaldırıp, karanlığa meydan okuyan yıldıza bakıyor, ayağa kalkıyordu tekrar.

Siyah: Sarsılan kalelerin çatlayan duvarlarının sesi yankılanıyordu oyun alanında. Dışarı ile iletişim kurmasını sağlayan habercileri üzerine yaptı hamlesini. Beyazın hamlelerinin duyulmasını engelleyecekler, oyun alanında korku iklimi oluşturacaklardı.

Sular çekilmiş, mermerin kaygan zemini, rahat hareket edilebilir hale gelmişti.

Beyaz: İletişimin gücünü biliyordu. Yaptığı hamlelerin anlaşılması için, sesinin duyulması gerekiyordu. Onu hiç yarı yolda bırakmayan genç ekip tekrar iş başındaydı artık. Mümkün olan her şekilde Siyah’ın karanlık habercilerini, deşifre edecekler ve alandakilere doğru bilgiyi aktaracaklardı. Diyalog başlamıştı beyazlar için.

Gecenin zifiri karanlığı yerini aydınlığa bırakmaya hazırlanırken, yeni bir doğumun habercisi gibiydi etrafı kaplayan sessizlik.

Siyah: Son hamleye kadar, her söylediğine inandırmıştı alandakileri. Kendini gösterip, sesini duyurabileceği bütün kuleler emri altındaydı. Ve simdi geriye dönüp baktığında, bilgi sadece siyah olarak değil, beyaz yüzüyle de karşısına çıkıyordu alandakilerin. Sistemi kilitleyen büyük oyuncular üzerine oynama zamanı gelmişti. Beyazı oyundan atmak için, mağrur kulelerini sürdü piyonların üzerine. Kural tanımıyordu, yıkıyordu önüne geleni.

Güneşin ilk ışıklarına hasret gecenin, en karanlık anını yaşıyordu alan.

Beyaz: Siyah’ın kuralsız hamleleri karşısında, kritik noktalarda geri adım atmak zorundaydı artık. Sessizliğe sığınacaktı bir süre. En azından ortamın yatışmasını bekleyebilirdi.

Mermerin her bir parçasında yıkımın sesleri hissediliyordu. Sabır ve sükût zamanıydı beyazlar için.

Siyah: Sistemin önemli kanallarını tıkamayı başarmıştı bir önceki hamlesiyle. Altın kaplı kuleleri kendine aktaran hamleyi yaptı. Bir anda beyazların kaynaklarını yok edip, alandakileri yokluğa hapsetti.

Gecenin son perdesi bütün şiddetiyle hissediliyordu alanda. Soğuk mermerleri terörize olmuş kulelerin gölgeleri kapladı tekrar. Yüksek kulelerden kahkahalar işitiliyordu.

Beyaz: Doğru bilgiye ulaşanlar ile sessizliğine son verecek hamleyi yaptı. Kitlesel baskı kurmak ve oyunu tekrar kuralları ile oynanabilir hale getirmek takip edebileceğim en iyi strateji diye düşündü.

Karmaşada yükselen toz bulutları yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı, en azından bir adım sonrasını görebiliyordu, sonunda.

Siyah: Siyasi hamleyi ve kitlesel baskıyı hesap edememişti. Alandakileri ortadan kaldırmak istemiş, kulelerinin tepesinden bir el engel olmuştu bu katliama. Yok etmeye çalıştığı insanların siyasi baskısı sonucu yönetim katındaki ikinci büyük kuleyi kaybetti. En yüksek kuleyi kaybetmemek adına yaptı hamlesini. Kuralları yıkmakla yetinmeyip, kural koyucularına yeni hamle seçenekleri uydurmaları için emir verdi.

Güneşin ilk ışıkları görünmeye başlamış, bulutlar yavaş yavaş uzaklaşır olmuştu alanın üzerinden.

Beyaz: İkinci büyük kulenin desteği, aydınlığa olan inançlarını bir kat daha artırdı. Dik durma zamanıydı beyazlar için. Karanlığın bilgiyi aktaran ve kural koyan kuleleri tam karşısında belirmişlerdi Siyah’ın son hamlesi ile. Büyük rok diyerek, yerini en güçlü kalesine bırakırken, gereken zamanı da kazanmış oluyordu.

Hava iyice aydınlanmış yağmur dinmişti. Mermerin saflığı, alandakilerin gözlerini kamaştırıyordu. Daha önce hiç bu kadar net görmemişlerdi yaşadıkları zemini.

Siyah: Kuleleri zayıflamıştı, Beyaz’ın son hamleleri ile. Oyun aleyhine sürüyordu. Karanlığın görünmez güçleri, yeni günle beraber görünür olmuş, alandakiler oyunun farkına varmıştı. Son bir hamle yapabileceğini düşündü. Beyazların oyunu kuralına göre oynamadıkları düşüncesini habercileri ile yaymaya başladı. Yönetim, karar vericiler, haberciler ve savunmacıları kuralsızlıkla suçluyor, alandakilerin kafasını karıştırmak için her yolu deniyordu.

Gün çoktan aydınlanmış, gelecek baharın kokusu duyulmaya başlamıştı alanda…

Oyun daha bitmemişti.

Beyaz, kural koyucuların kitabını tekrar yazmak adına doğru hamle zamanının gelmesini beklerken, Siyah mat olacağını anlamıştı belki de. Oyunun pat olması için yapacaktı son hamlelerini.

Güneşin ışıkları mermer zemini paylaşıyordu Beyaz’ların yansımaları ile …

Siyah oyuncuyu temsilen beyin fırtınasına katılan sevgili Tunç Toker’ in cümlesi ile bitirmek istiyorum yazıyı:

"Bu oyunun sonunda dikkat edilmesi gereken tek bir nokta var. Siyahların beyazlaşması üzüntü vermeyecektir ama zafer sarhoşluğuyla beyazlar siyahlaşacak olursa yıkım kaçınılmaz olacaktır …"

97 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page