top of page
  • Writer's pictureDeniz Mistepe

Hayal Atölyesi


Amacımız yaratıcı, nitelikli, heyecan veren, estetik, renkli ve delicesine projeleri hayata geçirmek.

Sanatçılara, müzisyenlere, film yapımcılarına, yazarlara, tasarımcılara, mühendislere, ev hanımlarına, çocuklara, hayalleri ve idealleri olan herkese destek vermek ve kaynak bulmak istiyoruz diyerek yola çıktık ve çok mesafe kat ettik.

On binlerce projeyi, dünyanın her yerinden milyonlarca paydaş ile hayal olmaktan çıkardık.

Bu sözlerin sahibini açıklamadan önce, üniversite öğrencisi olduğum yıllara götürmek istiyorum sizleri.

Eski bir fabrika arıyorduk. İçerisindeki küçük ofislerde isteyen herkesin çalışabileceği, projelerin ve fikirlerin hayata geçebileceği ‘hayal atölyesi’ adında bir düşüncemiz vardı. Ücretsiz interneti, kafesi, kütüphanesi, gece kalabileceğiniz misafirhanesi ve birbirinden bağımsız atölyeleri ile yeni şeyler ortaya konulan bir fabrika. Burayı kullanacak olanlar her ay mantıklı ya da mantıksız üç fikir, ürün ya da proje getirirlerse kullanmaya devam edebileceklerdi. Olmadı, yapamadık. Ne mekânı bulabildik ne de maddi desteği. En acısı üniversitedeki öğretim görevlilerinin dikkatini çekememiştik. Bizleri anlayan insanların paraları yoktu. Bizimle dalga geçen ve hayal peşinde koştuğumuzu söyleyenler ise varlıklı insanlardı. Sanayisi ile ünlü şehirde bu fikre sıcak bakan birini bulmamak mucizeydi ve gerçekleşti.

Daha önceki yıllarda çok daha küçük ölçekli ve benzer bir proje ile yine üniversitenin sosyal işler müdürlüğüne başvurmuştuk. İstediğimiz bir oda, bir bilgisayar ve mesai saatleri dışında kullanma yetkisiydi. Yerleri olmadığı gerekçesi ile kabul edilmedi. Tekrar başvurduğumuzda aldığımız cevap ise ders niteliğindeydi; başımıza iş çıkarmayın!

Bu ülkede her çocuğu tehdit etmek için kullanılan o talihsiz cümle ile reddetmişlerdi projeyi. Oysaki bizim istediğimiz tam olarak iş çıkarmaktı. Çıkarttırmadılar.

Sonraki yıl Endüstri Mühendisliği Bölümü Başkanı Türkay Dereli Hoca projeye sahip çıktı ve bize bölümden bir oda tahsis etti. Güzel projelere imza attığımız o oda da bizzat rektörün emri ile elimizden alındı. Sebebi son ulusal projemizde kendisini konuşmacı olarak davet etmememizdi. Konu Irak savaşı ve olabilecek sonuçları karşısında Türkiye’nin ne yapabileceğiydi. Rektör ise makine mühendisi.

Bu örneği hayatımızda kalıcı izler bıraktığı için uzun uzadıya anlattım. Ben ve birkaç arkadaşım okuldan ayrıldık o yıl. Yurt içinde ve dışında farklı üniversitelerde devam ettik.

Aradan yıllar geçti ve ben bir habere rastladım yabancı kaynaklarda. Bizim yapmak istediğimiz projeyi New York’taki eski bir kurşun kalem fabrikasında hayata geçirmişlerdi. Yancey Strickler, Charles Adler, Perry Chen’in başlattığı projede şu an 137 deli çalışıyor. Bilerek ve isteyerek bu sıfatı kullanıyorum çünkü ortaya çıkardıkları işi yapanlara aynen bu şekilde hitap ediliyor ülkemizde. Yazının başındaki iddialı sözler onlara ait.

Başka şeylerde söylüyorlar:

Sizi seven, sizi anlayan ve sizi destekleyen insanlarla çalışmanıza imkân sağlıyoruz. Başarımızı parayla değil, projelerin hayata katkılarıyla ölçüyoruz. 28 Nisan 2009’dan beri 11 milyon katılımcı ile 106.087 proje için 2.4 milyar dolar fon sağladık. Çalışmıyoruz! Eğleniyoruz!

Üzerinde çalıştığımız her proje, görmek istediğiniz dünyanın bir parçası. Oynamak istediğiniz oyun, seyretmek istediğiniz film, kullanmak istediğiniz teknoloji, okumak istediğiniz kitap, gitmek istediğiniz kafe ve çok daha fazlası. Bizler hayallerinizi gerçekleştirmek için sizleri bir araya getiriyoruz.

Yaptığımız işi seviyoruz, daha önemlisi işi birlikte yaptığımız insanları seviyoruz.

Harika!

Hayalleriniz mi var? Google da kickstarter yazıp arama tuşuna basmanız yeterli.

234 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page